Okunan her kitap, aklın ve gözlerin rengini değiştirir. Linki verilen "Gökyüzü Kitapevi" sizler için hazırlanmıştır.
Şu an üç farklı seri yazım devam etmektedir. Okumanızı öneririm.
Bilim ve Teknoloji alanındaki gelişmelerden haberler... İşinize yarar :)
İslam'ı bilmeden savunmayın. Okuyun, anlayın benimseyin ve sonra savunun.
"Onur" ile "Çağlar" arasında geçen edebi sohbetleri içermektedir.
Belli alanlarda isim yapmış insanlarla mini "polemik" yapmaktayım. Paylaşımlarınızı ve katkılarınızı bekliyorum.
Değişik konularda mizah içerikli paylaşımlar yapmaktayım. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın :)
Home »
Makale-2016
» Kaos Terör ve Terör
Kaos Terör ve Terör
Gönderen : Onur Çağlar Tarih : 24 Eylül 2017 Pazar Saat : Eylül 24, 2017
Burhan Kuzu, seçimlerden hemen sonra bu twiti paylaşmıştı. Tam bir yıl öncesine ait bu alçakça tehdit twitini 20.051 kullanıcı retwit yaparken 7.852 kullanıcı da beğenmiş.
"400 milletvekilini verin, bu iş huzur içinde çözülsün" diyerek ellerinde tuttukları iktidarın her tür şiddet için uygulanacağı tehdidini yapan Bay Şizofren ve kulları, iktidarda kaldıkları süre boyunca sanırım ilk kez halka verdikleri sözü(!) yerine getiriyor ve kaosu yükseltiyorlardı. Ağababalarının "Kaostan düzen doğar" şeklindeki ayeti gereği uyguladıkları bu kaos ve söylenilen "düzenin doğması"nın halk için olmadığını, olamayacağını söylemenin bir anlamı yok; Bay Şizofren ve hempaları için yararlı olacak bir "düzen" olacaktı: Başkanlık!
Burhan Kuzu isimli "sahibinin Kuzu'su"nun bu twitinden geçen süre içinde kaos olarak neler yapıldı?
Şirketlere kayyım atadılar, emirlerindeki ve de birlikte hareket ettikleri birkaç cinayet örgütüne 13 bombalı saldırı ile katliamlar yaptırarak yüzlerce insanın katledilmesine ve yaralanarak sakatlanmasına yol açtılar. Türkiye Kürdistanı'nda PÖH, JÖH ve daha birkaç profesyonel kelle avcılarınca en az 200 kadar insan canlı canlı yakıldı. Yine bu cinayet şebekeleri tarafından birçok il ve ilçe yerle bir edildi, on binlerce insan sürgün edildi ve binlercesi katledildi. Yetmedi; bu katliamlar sırasında işkenceyle katlettikleri bayanların çıplak cesetlerini yayımlayarak IŞİD'in bile aklına getiremediği canilikle örnek oldular. Zamlanmadık tek bir ürün bile kalmazken, beslemeleri olan fahişe medya tarafından üst düzeyde algı operasyonları yaptılar. Muhalif gazetecilerden ünlü olanları hapishanelere atılırken, ünsüz olanlarından bazıları infaz edildi. Akşama kadar kahve köşelerinde okey oynayıp camilerde göstermelik namaz kılan ve her fırsatta birbirlerinin "namuslarına" ve mallarına göz koyan muhtarlara biliminsanlarını kınattılar. "Barış Bildirgesi"ni imzalayan akademisyenler ya tutuklandı, ya tehdit ile imzaları geri çektirildi.
Bir şeyi iyi bilmek gerekiyor: Hukuksal kavramların en büyük ikisi "Suç" ve "Ceza" kavramlarıdır ve kuşkusuz içeriklerini belirleyen sınıfsal anlayıştır. Devletlerin yaptıkları her tür vahşetin ismi (devleti ve milleti korumak(!) için) "yasa" olurken, bunlara karşı olan her girişim "suç" olarak ele alınır. Dolayısıyla kendilerine muhalif gördüklerini hiçbir kural tanımadan katledenlere halkın da bir cevabı olmalı.
Devletin yaptıklarına biz devrimci sosyalistler, "faşist devlet terörü" diyoruz. Namluları ve işkencehaneleri sadece emekçi halka yöneliktir. Amaçları halkı sindirmek, hareketsiz bırakarak servetlerine servet katmaktır.
Sosyalist devrimcilerin yaptıklarına de "devrimci terör" diyoruz. Namluları devletin yöneticileri başta olmak üzere ilgili kamu görevlilerine, sistemin uşaklarına ve işkenceci katillerine yöneliktir. Amaç, öncelikle burjuvaziyi sindirmek, halka yönelik tüm saldırılarını durdurmak ve sonunda da üstlerine sifonu çekerek hak ettikleri yere yollayarak gökyüzünün kucaklandığı bir dünya kurmaktır: SOSYALİZM!
08 Haziran 2016







0 Yorumlar:
Yorum Gönder