Bilimsel ve Dinsel Yöntemler
Dinsel yöntemdeki tek "çalışma", ezber çalışmasıdır ve bunun dışındaki tüm "hareketlilik" dinin emirlerini yerine getirmek içindir. İslam’ın tanrısı yüzlerce ayetinde kimi zaman ödüllendirmek sözü ile kimi zaman da cehenneme atma tehditleriyle sorgulamayı kullarından almıştır. Bir değil, beş değil, on değil, yüzlerce ayette "şüphe edenlerden olmayın", "şüphesiz doğrudur" sözleri bunun içindir. Bu yüzden bilmeyen bir Müslüman, sorgulama yapmaya korktuğu için hep Müslüman olarak kalmaktadır.
Edebiyat parçalamaya gerek yok! "Allah" diye bir varlık olmadığı için Kur’an’ın da "Allah Kelamı" olması olanaksız. Kur’an, tamamen kendi çıkarları için Muhammed önderliğindeki birkaç kişi tarafından uydurulmuş sözler manzumesi olup, günümüze kadar da insanlık düşmanı sömürücü sistemlerin işine geldiği için kullanılmış ve daha bir süre de kullanılacak olan "Kutsal Kitap"lardan biridir. Muhammed ve adamları ayetleri "indirirken" yüzlerce cahillik ve çelişki örneği sergilemesine karşın, Müslüman, cehennem korkusu ve memeleri yeni tomurcuklanmış kızlardan uzak kalmak endişesiyle bu çelişkileri görmez, göremez.
Müslüman, bu nedenlerden dolayı, yine inancı gereği gösterilen tüm nesnel kanıtları da kanıtları gösterenin gözünün içine baka baka reddetmek zorundadır.
Tam bir sene önce, sıradan bir insanın beyni saniyede yirmi bin trilyon işlem kapasitesine sahipken, duvardaki bir sineğin beyni saniyede on milyar işlem yaparken bir Müslüman’ın beyninin tüm yaşamı boyunca sadece üç işlem yapabildiğini grafiklemiştim. Bilimsel yöntemdeki çalışmalar kimi zaman saniyede yirmi bin trilyon işlemi bile azımsamaktadır. Bireysel yetersizlik, genel olarak ister istemez ekip çalışmasını zorunlu kılmakta ve her bir ekip diğeriyle koordineli çalışarak bu kapasiteyi artırmaya ve sonuca ulaşmaya çalışmaktadır. Bilim dallarının oluşum nedenlerinden biri budur.
"Bilmiyorum" ile başlayan ve sonuca giden Bilimsel Yöntem’deki her bir yönlendirme emri ve açıklaması, kendi içinde de onlarca, kimi kez yüzlerce alt yönlendirme emri ve açıklamasını içerebilir. Ben bu grafiği hazırlarken yönlendirme emirlerinin ve açıklamaların tüm bilimsel çalışmalarda uygulanabirliğini baz aldığım için mümkün olduğu kadar özleştirmeye çalıştım.
Şimdi ilgili ayetlerin söylemlerini bilimin söylemleriyle karşılaştıralım.
Bir yararının olacağı umarıyla…
Kur'an'ın Söylediği 086 Tarık Suresi Ayetler 5-7: İnsan neyden yaratıldığına bir baksın. Bel kemiği ile kaburgalar arasından gelip atılan bir sudan yaratıldı. |
Bilimin Söylediği Erkeğin bir cinsel organı olup, meni (sperm-ersuyu) ve seks hormonu üremesini sağlarlar. Penisin altında skrotum denilen bir torba içindedirler. Testisler daha bebek anne karnında iken bebeğin karnında oluşur ve doğumdan öncede normal olarak torbaya inerler. Testisler çift olarak bulunurlar. Çift olmasının amacı eğer bir tanesine bir şey olur ve çalışamaz hale gelirse diğeri ile kişinin üreme ve hormonal faaliyetinin devam etmesi içindir. Yumurta şeklinde ve hafifçe basıktırlar. Büyüklükleri kişiden kişiye değişmekle beraber, her biri ortalama 20-30 gr ağırlığında,4-5 cm uzunluğunda ve 2-2,5 cm kalınlıktadırlar. İkisi de yaklaşık aynı büyüklüğe sahiptir ama sol taraftaki biraz daha aşağıdadır. -Üreme kanallarından boşaltılan meniyi üretirler, -Direk olarak kan damarlarına gönderilen hormonları üretirler." (1) *** Sperm hücrelerinin geliştiği testisler, oval biçimde bir çift organdır. Vücut dışında torba içinde asılı olarak bulunurlar. Her testis yaklaşık olarak 1000 adet, kendi üzerinde kıvrımlar yapmış seminifer tüpçüklerden oluşur. Seminifer tüpçüklerin iç yüzeyi 3-4 tabaka sperm ana hücresiyle örtülüdür. Sperm ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek çok sayıda sperm hücresi oluşturur. İlk oluştuklarında hareketsiz olan spermler (spermiyum), seminifer tüpçüklerden epididimis kanalına geçerler. Yaklaşık 6 m. uzunluğundaki epididimis kanalında spermiyumlar, 10-18 gün kadar kalabilirler. Burada spermler hareket ve dölleme özelliği kazanarak kısa sürede olsa depolanırlar. Olgunlaşan spermler epididimis kanalından, sperm kanalına geçerler. Sperm hücresi, hipofiz bezinden gelen hormonal sinyaller sonucunda testisteki seminifor kanallarında yapılıyor. Bu kanalların dış tarafında destek görevi gören Sertoli hücreleri, iç tarafında da sperm üretimi yapan germinal hücreler bulunuyor. Spermler yaklaşık 13 aşamadan geçerek asıl şeklini alıyor. Bu aşamalar sırasında spermlerdeki kromozom sayısı 46’dan yarıya yani 23’e indiriliyor. Bu sayede kadın yumurtasıyla birleşmeye hazır hale geliyor. Spermin bu aşamalardan geçmesi yaklaşık 74 gün sürüyor. Bu sürenin sonunda meydana gelen sperm seminifor kanalının içerisine bırakılıyor. Bu kanalları takip eden spermler, testisin yukarı kısmında, epididim denilen bölgede bir araya geliyor. Burası spermler için adeta bir depo görevi görüyor. Daha sonra spermler ana sperm kanalı olan vaz deferense giriyor ve bu yolu takip ederek, dışarı çıkacakları yer olan idrar kanalının arka tarafına ilerliyor. Spermin gelişimini tamamlamasında, 2-3 gün süren bu yolculuğun da oldukça önemi var. Spermler, kadın yumurtasın delebilecekleri hareket ve gücü bu yolculuk sırasında kazanıyorlar. Boşalma sırasında büyük bir basınçla idrar kanalına bırakılan spermler, prostat ve seminal keselerde oluşan sıvılarla birleşerek, penis ucundan tazyikle dışarı çıkıyorlar. Bu sırada idrar kesesinin kapanması nedeniyle meni geriye akmıyor, sadece ileriye, yani dışarı doğru ilerliyor." (2) 1) hastarehberi.com/uroloji/uroloji5/testislervesperm.htm ve 7gunsaglik.com/erkek-ureme-sistemi.html 2) alikadayifci.com/erkek-sagligi/spermin-olusumu-ve-yapisi/ |







0 Yorumlar:
Yorum Gönder