Okunan her kitap, aklın ve gözlerin rengini değiştirir. Linki verilen "Gökyüzü Kitapevi" sizler için hazırlanmıştır.
Şu an üç farklı seri yazım devam etmektedir. Okumanızı öneririm.
Bilim ve Teknoloji alanındaki gelişmelerden haberler... İşinize yarar :)
İslam'ı bilmeden savunmayın. Okuyun, anlayın benimseyin ve sonra savunun.
"Onur" ile "Çağlar" arasında geçen edebi sohbetleri içermektedir.
Belli alanlarda isim yapmış insanlarla mini "polemik" yapmaktayım. Paylaşımlarınızı ve katkılarınızı bekliyorum.
Değişik konularda mizah içerikli paylaşımlar yapmaktayım. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın :)
Home »
Makale-2016
» Suçlu Kim?
Suçlu Kim?
Gönderen : Onur Çağlar Tarih : 24 Eylül 2017 Pazar Saat : Eylül 24, 2017
7 Mart 2015: Ensar Vakfı'nın "demirbaş" çocuklarından biri meydanlarda yırtabileceği tüm yerlerini yırtarak bağırıyor: "400 milletvekilini verin, bu iş huzur içinde çözülsün."
Seçimlerden bir gün sonra, 8 Haziran 2015 tarihindeyse istediğini alamayan psikopatın başdanışmanı bir "kuzu", Türkçe'den habersiz bir şekilde ama maalesef ki Türkçe olarak şöyle bir Twit atıyor: "Evet, seçim bitti; millet kararını verdi. Ya istikrar ya kaos dedim. Millet kaosu seçti. Hayırlı olsun"
Sonra Suruç'ta, Ankara'da, İstanbul'da IŞİD canilerine ihale ettikleri canlı bomba katliamlarıyla kaoslarını güçlendirdiler. Değil ki 400 milletvekili, parlamentodaki tüm milletvekilliklerini de alsalar bu katliamları yapmaktan vazgeçmeyeceklerdi. Emperyalizmin bu fahişelerinin amacı, Başkanlık sistemini getirmek ve her şeyi bir şizofrenin iki dudağı arasına bağlamaktı. Hala da bunun için çabalıyorlar.
Bu katliamların suçlusu sadece Recep Tayyip Erdoğan isimli şeriat özlemcisi cani, cahil ve sahtekâr değildir; her durumda AKP'nin önüne yatan şirazesi kendinden menkul MHP de AKP ile aynı suçluluk durumundadır. Boş zamanlarında muhalefet yapan CHP'nin (üç-beş milletvekili hariç) suçu da aynı niteliktedir. Sistemin partisidir, tepeden tırnağa faşist bir partidir, halk düşmanı bir partidir.
HDP'yi hiç sormayın! O tam "evlere şenlik" bir güzergâhta… Pastadan pay alabilmek adına "çalışma saatlerinin dışında" da sahtekârca söylemlerde bulunuyor. Arada bir devrimci sözler etmeleri onların masumiyetini değil, sahtekârlıklarını gösterir.
Gerek tek tek ve gerekse örgütsel anlamda faşist diktatörlüğe yönelik kimi devrimci-sosyalist hareketlilik olsa da, yeterli olunamayışın en önemli nedeni, bence sonbahar rüzgârlarına esir düşen yapraklar gibi sağa-sola savrulmuş olmalarıdır. Asgari bir programın belirlenmesi ve bunu da (örneğin) Faşizme Karşı Devrimci Halk Cephesi gibi bir platform önderliğinde yürürlüğe sokulmamasıdır.
Bu katliamlardan biz sosyalist devrimciler de suçluyuz. Kimse üstüne alınmasa da, ben üstüme alıyorum: Ben de suçluyum!
07 Haziran 2016







0 Yorumlar:
Yorum Gönder