Paylaşımlarımla zenginleşin, paylaşımlarınızla zenginleştirin! "Sevdiğimi Haykırsam Anadolu'ma" isimli şiir kitabım "Artshop Yayınları" tarafından çıkarılmıştır. Kitapevlerinden arayabilirsiniz.
Okunan her kitap, aklın ve gözlerin rengini değiştirir. Linki verilen "Gökyüzü Kitapevi" sizler için hazırlanmıştır.
Şu an üç farklı seri yazım devam etmektedir. Okumanızı öneririm.
Bilim ve Teknoloji alanındaki gelişmelerden haberler... İşinize yarar :)
İslam'ı bilmeden savunmayın. Okuyun, anlayın benimseyin ve sonra savunun.
"Onur" ile "Çağlar" arasında geçen edebi sohbetleri içermektedir.
Belli alanlarda isim yapmış insanlarla mini "polemik" yapmaktayım. Paylaşımlarınızı ve katkılarınızı bekliyorum.
Değişik konularda mizah içerikli paylaşımlar yapmaktayım. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın :)
Home » » Şair ve Şiir Üzerine

Şair ve Şiir Üzerine

Gönderen : Onur Çağlar Tarih : 27 Mayıs 2005 Cuma Saat : Mayıs 27, 2005



Şiir, öze ve zenginliğe âşıktır, öz bir zenginliğe âşıktır bende şiir.

Şiir okurken bir kaç noktaya özellikle bakarım: İlk önce ifadede yalınlık ve yalın kılıç kararlılık ararım; sağa sola yalpalamayan, bakışlarını doruklara dikmiş, bilinçle beslenen, heybetli duruşuyla kendine güveni olan ifadeleri ararım. Sonra imgelerle sağlanmış derinlik ararım şiirde... Şöyle dipten gelen ve beni diplere davet eden (deniz rüyasını anımsayınız), kanımı harlayan, kudurmuş bir derinlik ararım. Sonra da pusulasına bakarım şiirin; beni hangi yol¬dan nereye götürüyor, gönderdiği yer bana uygun mu ve ben oraya gidersem (işte burada çok çıkarcı davranıyorum) bana ne verecek bu şiir?

“Sanat, sanat içindir!” meta anlayışının avukatları olan burjuva sanatçıları bir tarafa bırakıp “Sanat, halk içindir!” diyen sanatçıları konumuzun üssüne yerleştiriyoruz.

Son günlerde bir hayli “popüler” olan ama adlandıramadığım şiirler(?!) okumaktayım. “Şair”, sağdan soldan topladığı imgelerin arkasına bir tümce takıp onu da alt alta yazınca şiir yazdığını düşünüyor. Aslına bakarsanız bu yazılan “şeyler”deki sözcüklerin sinonimlerini yazıp kendisini yazana gösterseniz muhtemelen “deli saçması” olarak yorumlar; öyle ki, yazdığı şeyi belki kendisi bile anlamamıştır. Yazılan şiirler halk içinse, halk bunu anlamalıdır.

Kimi şairler şiirlerinde gereğinden fazla bilimsel sözcüklere yer vererek aslında ne kadar “bilgili” olduğunu yansıtmaya çalışır. Oysa amaç, bu bilimsel sözcükleri öğretmek olmalıdır ve şair, alçakgönüllülüğüyle de kendini halka “okutandır”.

Şiirlerimizde neyi işleyeceğiz?

Yeni bir Nebula’yı da işleyebiliriz, herhangi bir virüsü de işleyebiliriz, bitkilerin fotosentezini de işleyebiliriz, kurbağaların sindirim sistemini de...

“Ben halkı-malkı işlemiyorum, halktan bana ne! Ben zevklerimi sefalarımı işleyeceğim!” diyecek kadar pervasızlaşsak bile, yine halkı işlemekten kaçamayız! Bizim zevklerimize de, sefalarımıza da diniyle, töresiyle, yasasıyla, alışkanlıklarıyla, ruhuyla sinmiştir halk... Hiç insan halktan kopuk olabilir mi? Bu yüzden öncelikli olarak toplum işlenmelidir.

Aslolan budur.

Her şair (doğal ve genel olarak) başta kendi halkı olmak üzere diğer halkların olumlu ve olumsuz değerlerini özümsediği (lütfen siz “yansıttığı” okuyun) kadar şairdir.


27 Mayıs 2005

0 Yorumlar:

Yorum Gönder